Hollandalı gazeteciler tarafından yapılan bir araştırma, popüler flört uygulaması Tinder'ın ulusal güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturduğunu ortaya koydu. Araştırma, ABD, İngiltere, Almanya, İspanya ve Fransa'dan çok sayıda askeri personelinin konum bilgilerinin, Tinder üzerinden kolayca takip edilebileceğini gösterdi. Bu durum, Rusya gibi ülkeler tarafından casusluk faaliyetleri için istismar edilebilir. Askerlerin profil fotoğrafları ve paylaşımları sayesinde, kullandıkları silahlar, üniformalar, araçlar ve karargahlar hakkında da değerli bilgiler edinilebiliyor. Araştırmacılar, sahte profiller kullanarak 100 binden fazla askeri profiline ulaştıklarını ve konum bilgilerini takip etmeyi başardıklarını bildirdi. Bu durum, hassas bölgelerde görev yapan NATO personelinin güvenliğini de tehlikeye atıyor. Özellikle Balkanlar ve Baltık ülkelerindeki konuşlanmış birliklerin konumları hakkında bilgi edinme riski oldukça yüksek.

Tinder'da Askeri Verilerin Sızması

Amsterdam Üniversitesi'nden güvenlik uzmanı Matthijs Koot, Tinder aracılığıyla askeri personelin hareketlerinin izlenmesinin ulusal güvenlik için büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguluyor. Koot, yabancı istihbarat servislerinin bu tür bilgileri sürekli olarak aradığını ve Tinder gibi uygulamaların bu amaçla kullanılabileceğini belirtiyor. Askeri tatbikatlar ve bölgedeki askeri yığınaklar hakkında da bilgi edinme imkanı sağlıyor. Koot, bu sorunun küresel olduğunu ve istihbarat servislerinin, uzun süreli takip sonucu elde edilen parçaları birleştirerek hassas bilgilere ulaştığını ifade ediyor. Eski Hollanda İstihbarat Servisi Başkanı Bert Hubert ise, Savunma Bakanlığı'nın bu konuda daha kararlı bir tutum sergilemesi gerektiğini ve askeri kışlalarda Tinder gibi uygulamaların kullanımının en azından sınırlandırılması gerektiğini savunuyor. Ancak Hubert, sorunun sadece Tinder ile sınırlı olmadığını, teknolojinin genel kullanımındaki risklerin de göz önünde bulundurulması gerektiğini ekliyor.

Savunma Bakanlığı'nın Tutumu ve Tinder'ın Yanıtı

Hollanda Savunma Bakanlığı, Tinder üzerinden yaşanan veri sızıntısının farkında olduğunu ancak şu an için askeri personelin Tinder kullanımının yasaklanmasını düşünmediğini açıkladı. Tinder yetkilileri ise, uygulama üzerinden konum belirlemeyi engellemek için teknik önlemler aldıklarını ve üçüncü şahıslar tarafından toplu veri elde edilmesini engellemeye çalıştıklarını belirtti. Ancak, bu önlemlerin her zaman başarılı olacağının garanti edilemeyeceğini kabul etti. Bu durum, Avustralya ve ABD Adalet Bakanlığı'nın daha önce arkadaşlık sitelerinin casusluk faaliyetleri için kullanılabileceği yönündeki uyarılarıyla da örtüşüyor. Ukrayna savaşı sırasında Almanya'da da benzer bir durum yaşandı ve Rus casusların, Tinder aracılığıyla Alman politikacı ve askerlerden savaşla ilgili bilgi almaya çalıştıkları tespit edildi. The Guardian gazetesinin daha önce gündeme getirdiği gibi, spor aktiviteleri takip uygulaması Strava'nın da askeri tesislerin tespit edilmesinde kullanıldığı ortaya çıkmıştı. Bu olayların ardından birçok ülke, askeri tesislerde Strava kullanımını kısıtladı ve Hollanda Savunma Bakanlığı hizmet telefonlarında uygulamayı yasakladı.

Sosyal Medya ve Casusluk

Güvenlik uzmanlarına göre, casusluk faaliyetleri artık klasik yöntemlerin ötesine geçerek, sosyal medya platformlarını da kapsıyor. Tinder sadece bir örnek. Kullanıcıların kişisel bilgilerini ve konumlarını paylaştığı her platform, potansiyel bir güvenlik zafiyeti oluşturuyor. Bu nedenle, hem bireylerin hem de kurumların dijital güvenlik konusunda bilinçli olmaları ve kişisel bilgilerini koruma konusunda dikkatli davranmaları büyük önem taşıyor. Özellikle askeri personel, hassas bilgiler içeren paylaşımlardan kaçınmalı ve güvenlik protokollerine uymalıdır. Bu durum, Afrika kıtasındaki askeri üslerin güvenliği için de geçerlidir. Bireysel önlemlerin yanında, devletlerin de bu tür tehditlere karşı önlemler alması ve dijital güvenliği sağlamak için gerekli adımları atması gerekiyor.