Fransız Le Monde gazetesi, Türkiye'nin savunma sanayisindeki hızlı gelişimini ve uluslararası alandaki etkisini ele alan kapsamlı bir haber yayınladı. Haberde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşvikiyle Türk ordusunun yabancı malzemelere bağımlılığının önemli ölçüde azaldığına dikkat çekildi. 2000'i aşkın firma ve 100.000 çalışanı ile Türk savunma sanayisi, yaklaşık 170 ülkeye ihracat yapıyor. Bu gelişme, Türkiye'nin küresel savunma pazarındaki etkinliğini artırıyor ve ülkenin uluslararası alanda daha güçlü bir konuma gelmesini sağlıyor. İstanbul merkezli Baykar gibi şirketlerin başarısı, bu yükselişte önemli rol oynuyor. Yüksek teknoloji ürünü savunma sistemleri geliştiren bu firmalar, Türkiye'nin küresel rekabette öne çıkmasını sağlıyor. Ayrıca, bu gelişme ülke ekonomisi için de önemli istihdam ve ihracat gelirleri sağlıyor. Bu durum, Türkiye'nin kendi savunma ihtiyaçlarını karşılamasının yanı sıra, diğer ülkelere de silah ve teknoloji ihraç etmesini mümkün kılıyor.
Türk SİHA'larının Uluslararası Etkisi
Baykar'ın ürettiği SİHA'lar, özellikle TB2 modeli, Rusya-Ukrayna savaşı, Karabağ ve Libya'daki çatışmalarda etkili bir şekilde kullanıldı. Yaklaşık 30 ülkede kullanılan TB2, Fas, Burkina Faso, Etiyopya ve daha birçok ülkenin savunma sistemlerine entegre edildi. Ukrayna'nın TB2'ye özel bir şarkı adamasının altını çizen Le Monde, SİHA'ların çatışma dinamiklerini değiştirdiğini ve Türkiye'nin uluslararası arenadaki yükselişine katkıda bulunduğunu belirtti. Türkiye, Irak'ın kuzeyinde PKK'ya karşı da SİHA'ları başarıyla kullandı. Bu durum, SİHA teknolojisinin küresel güvenlik ortamını değiştirme potansiyelini ve Türkiye'nin bu alandaki öncü rolünü göstermektedir. Ayrıca, Baykar ve İtalyan Leonardo arasında imzalanan işbirliği anlaşması, İtalya'da ortak İHA üretimine olanak tanıyacak ve Türkiye'nin teknolojik gücünün Avrupa'ya yayılmasına katkı sağlayacaktır.
Milli Savunma Hamlesi ve Küresel Güç
Le Monde, Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra ABD'nin uyguladığı silah ambargosunun, Türkiye'nin milli savunma sanayisini geliştirme çabalarını hızlandırdığını vurguladı. Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde savunma bütçesindeki önemli artış, "Made in Türkiye" projelerinin sayısının artmasına ve yerli teknolojilerin geliştirilmesine yol açtı. ASELSAN gibi firmalar, radar ve hava savunma sistemlerinde uzmanlaşarak Türkiye'nin savunma gücünü artırdı. Dünyanın en güçlü 9. ordusuna sahip olan Türkiye, savunma ekipmanlarının en büyük alıcıları arasında Yakın Doğu ve Afrika ülkelerinin yanı sıra, giderek artan bir şekilde Doğu Avrupa ülkelerini de barındırıyor. Bu durum, Türkiye'nin savunma sanayisinin küresel pazardaki rekabet gücünün bir göstergesidir. Ayrıca, Türkiye'nin savunma sanayisinin gelişimi, ülkenin jeopolitik önemini artırmakta ve uluslararası ilişkilerinde daha güçlü bir pozisyon almasını sağlamaktadır.
Türkiye'nin Yükselen Gücü
Sonuç olarak, Le Monde'un haberi Türkiye'nin savunma sanayisindeki hızlı yükselişi ve bu yükselişin küresel etkilerini ortaya koymaktadır. Yerli üretim odaklı stratejiler, teknoloji geliştirme ve uluslararası işbirlikleri, Türkiye'nin savunma alanında önemli bir aktör haline gelmesini sağlamıştır. Bu gelişmeler, Türkiye'nin bölgesel ve küresel güvenlikteki rolünü yeniden şekillendirme potansiyeline sahiptir. Ayrıca, bu hızlı büyüme ülkenin ekonomik gücünü de artırmaktadır. Önümüzdeki yıllarda, Türkiye'nin savunma sanayisinin daha da büyümesi ve küresel pazarda daha fazla rekabet gücü kazanması bekleniyor.